6 Ağustos 2011 Cumartesi

sipesifik sipisifik sipefisik fisepisik fesipivik sivesivik sivrisinek.

“Ölümün yanlış olan tarafı ne bayım? Dehşete kapılacak kadar bizi korkutan ne? Neden ölümü bir miktar haysiyet ve insanlıkla, anlayışla ve hatta tanrı korusun, bir miktar mizahla ele alamıyoruz? Ölüm düşman değildir beyler. Bir hastalığa karşı savaşacaksak, önce gelmiş geçmiş en kötü hastalık olan ‘umursamazlıkla‘ savaşalım.”




umursamazlık , çağımızın bir obsesif kompülsifi kadar olamasa da dikkat çeken bir hastalığı.Yalnız gözlemlediğim kadarıyla ,onun insanlarda görülen diğer hastalıklardan büyük bi farkı var ; insanlarda görülmemesi.Haha rüya salak mısın ne diyosun ? haha insanlarda görülmüyosa bize ne ki yani?bize ne ki? diyebilirsiniz tabi.Aslında tam olarak açıklaması bu olmayabilir çok bi zeki olanlarınız beni anladılar,çok bi zeki olmayanlar için geliyor o zaman sıradaki açıklama.


O cümledeki insandan kastımız biyolojik olarak insan olmanın gereklerini yerine getirmiş fakat ; insanlıktan nasibini alamamış öküzlerdi aslında sayın okuyucu.




bazen çok yoruluyorum bu yüzden.beni bazen çok yoruyolar bu yüzden.sırf bu yüzden bazen kalbim işini aksatıyor bazen kaytarıyor.o yüzden çok bozuluyorum kalbime.salak pis tüü kaka kalp.işini yap.adam ol,o kadar nefesi boşuna mı çalıyorum atmosferden diyesim geliyor,susuyorum bazen.o zaman gidip su içiyorum tabi.soğuk su yoksa üzülüyorum işte,bu üzülünebilitesi olan bişey bence.teri alnında ıslak bi iz bırakıp ilerlerken yerçekimi eşliğinde başka bir şeye üzülesi gelmiyor insanın.

4 Ağustos 2011 Perşembe

pişt.

bu gece öyle başka şeyler yazıcam ki senin için çok başka.hem de saat gece 3 olmuş olmasına rağmen -gece,ne dinlerdik bu şarkıyı - hem de yarın 1 i 8 geçe sana sarılıyo olacağım halde,aslında duş alıp uyumama gereken yerde yani.senin için yazıyorum.


ben hiç böyle bir şey hissetmemiştim.doğru mu yanlış mı yapıyorum bilmiyorum.bununla ilgilendiğimi de zannetmiyorum.eğer aşksa bu ,evet kör oldum,çok.


seni o kadar çok seviyorum ki,sen o kadar çok başkasın ki.İnsan olduğundan şüpheleniyorum desem yeridir.Hayatımı masala çeviren çocuksun sen ,sen benim küçük prensimsin.Sana lanet olsun dediğim gün bile ,aslında deli gibi sevdiğimi bildiğim çilekli turtamsın benim :)

18 Temmuz 2011 Pazartesi

hani ''bazı kızlar amk filan yazıyorlar ya'' işte o an tırnak içindeki cümlenin öznesini yazarken yanlış bi seçim yaptığımı düşünüyorum.

Çok ani kararlar almanın ötesinde ,benim aldığım 
kararların pek bi boka benzemediğini farkettim.
Karar almaktan aciz bi insan olmanın sıkıntısını uzun
 bir süre daha taşıyacak olmakta cabası.Bunun
 böyle olmasındaki etkenleri araştırmaksa ahmaklık elbette.
Çözüm getiremeyeceğim şeylere kafa yormamam 
gerektiğin öğreneli çok olmadı çünkü.Fazlaca melankolik 
takılan bir arkadaşımdan edindiğim izlenimler asla 
onun gibi bir insan olmayacağımdan yanaydı.Böyle 
yazdığıma bakmayın,aslında ben kabına sığamamakla 
birlikte beni o kabın içine beni hangi ara kim soktuysa 
onlara sövmekle zamanını çarçur edebilen bi kızım.

Taze durmayı unuttuğum şu şubat gününde,ben nasıl naif olsam…


Şu an şu saatlerde hala devam etmekle birlikte bu 
dünyadan olmayan bi insana karşı hani kalp çarpıntıları 
olur ya ya da deprem dalgaları bi inip bi çıkar işte öyle
 gibimsi duygular besliyorum.Davranışları karşısında
kimi zaman-çoğunlukla- sahte karşılıklar verip ,belki de 
aynı samimiyetsizlikle cevaplar alıyorum.siktirip gitmesini 
istediğim anda öyle bir şey söylüyor ki ben de öyle demek
 istememiştim zaten diyorum.Aslına bakarsan ben ne 
söylemek istediğimi bilmiyorum.Belirsizlik kadar insanın
 beynini siken daha bişey yok.yok bence.

Bir karmaşa ,hep yara bere.


Ben kendimi bırakıpta vardığımda ona- çok yorulmuş halimle - 
bi bok olmuyo.çok sıkıldım.







hani ''bazı kızlar amk filan yazıyorlar ya'' işte o an 
tırnak içindeki cümlenin öznesini yazarken yanlış 
bi seçim yaptığımı düşünüyorum.

oturup günün en güzel saatini 'balıkların burnuna nefes alırken su kaçmıyo mu yaa?' yı düşünerek mi geçiriyorsun,yaklaş öpücem seni.




Okullardaaa biteeeer yaaaa
Adaam olur bu çocuuuk artıkk farkındaaaaaaa ! 


bitti lan.hayır o değilde bitti yani
bildiğin böyle ciddi ciddi.ama 
ben oley yupi tatil ! diye 
sevinemiyorum niye bilemedim.Bilememek
güzel şey doğrusu bazen.


Her neyse yine kafamı takıcak bir
 şey bulmanın gereksiz fazlalığını 
hissetmekle,bin bir türlü şekle 
girip beni her defasında aynı 
yerden vuran sorularla birlikte bi 
günü daha akşam ettim.İnsanlar 
( üçüncü tekil şahsım çok kalabalıktır ,bilmezsiniz.) 
hakkında keskin manevralar 
yapmayı becerememekten olsa gerek,
tökezliyoruz.Hemde öyle böyle
 değil,tek bi ayağımı kaybetmiyorum,
bütün bedenimle savruluyorum.






Bir bardak soğuk süt ve çikolatalı kurabiyeler.
Huzur 'un sözlükteki karşılığı nedir açıp 
bakmışlığım yoktur ;ama eğer bi sözlüğüm olsaydı
 karalar karşısına bunu yazardım.Bazı insanların
 bir süt ya da bir kurabiye kadar olamaması 
ne ilginç değil mi? Fırının içine girmekten ,
yanmaktan korkuyor olmalılar.

Oysa sen yanmazsan 
Ben yanmazsam
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa .

demiş ,Nazım Usta.

Bunun için söylemediği çok aşikar.
Ama ben bu yaz sıcağında ,her şeyi
üstüme alınmakla ünlü kız,
yediğim şekeri bile dişlerimin arasında 
şekilli şekilli kırmaya çalışırdım.
Dişlerim döküldü sonraları.İnsan dökülen
dişlerinden şeker tadı alır mı hiç  
.Annem kan kokusu derdi.Pencerelerimiz 
farklıydı işte,o silerdi kendininkileri 
her pazartesi paçalarını sıyırıpta.
Ben beceremezdim,oldum olası kir,pas içinde.
Ama olsun yağmurların işi neydi ki.
Yağmuru kim döküyorsa işte bu yüzden olmalıydı.
Orda beni düşünen biri olmalı,
bulutlarda.
Gözümü saatlerce lulaparktaki dönme 
dolabı izler gibi boynum ağrıyana
kadar ayırmadan gökyüzüne bakabilirim.
Yapabilirim bunu,yapmakta kendimde 
ayrı bi güç bulduğum şeyler değerliydi 
benim  gibi üşengeç bi kız çocuğu için hele de.


Tırnaklarımı yememeyi öğreten kişiydi halam.
Yazları sabırsızlıkla bekler , 
en sevdiğim arkadaşlarımı bırakıp gideceğimi 
düşünmeden karnemi alıp ona koşardım.
Bir gün o çok sevdiğim yürüyen merdivenli 
alışveriş merkezinden acı oje almıştı 
bana.Demek ki o da farketmişti bir de 
pembe terlikler,üzülmeyeyim diye olsa 
gerek.Böyle zırvalıklara inanmasam da 
doğduğum yer diye olsa gerek ben çok 
başka severdim Üsküdar ' ı.




Vapurdan iner 
inmez Uykusuz'umu aldığım sağdaki büfeci 
abiyi de,o bilmez.Hoş şimdi iskelenin 
yerlerini de değiştirmişler ya yürümek 
gerekiyor biraz ,olsun.İlk kez tek 
başıma vapura binip halama gittiğimde 
mevsim kıştı,biraz yağmurlu.Annem bi 
sürü bi sürü tembih etti ,içerde otur 
üşütme sakın diye.Dışarda oturdum,o 
bilmez.Atkımı da evden uzaklaştığım 
an boynumdan çekip çıkardım,çantama 
attım.Kar kokusu gibi yok.O zamanlarda 
en büyük sihirbazlar-çok popüler 
olmamakla birlikte- kar taneleriydi.
Vapurun kuytu köşesine sinmiş kedi 
gibi onları izliyordum,suya değdikleri 
anla yok olmaları bir oluyordu.Yalnızken 
üzebiliyor bu sizi.Sonra suyun 
içinde nasıl nefes alıp verdiklerini 
hala daha anlayamadığım balıkların-sahi 
burunlarına su kaçmıyor mu ?- üzerine de 
yağmalılar diye üzülmekten vazgeçip bunu 
düşünmeye başladım.Gittiğim akşam küçük
halamı arayıp ona nispet yaptı halam.
Ben küçük halamı da severdim oysa
üzülmüştür belki dedim ,onlara hiç gitmedim
evlerinde hiç uyumadım.Neyse bence 
çokta umrunda değildi.Ben küçükken başka
birinin evinde uyumak büyük bir şeydi bu 
arada belirtmek istedim.
Benim evde yemek yemeyip dışarı çıkınca
her önüne geleni isteyen çocuklardan bir farkım vardı
Evde yemediğim yemekleri ,halamda
yerdim ben.Onu o kadar çok seviyordum ki işte öyle.
Balkonları var ince uzun.Önünde de kocaaaaman bi ağaç.
15 metre karşıda çok sevdiği 
komşusu otururdu.Bi koltukları vardı, çok eski,
ona oturup ayaklarımı uzatır meyve suyu 
eşliğinde bulmacamı çözerdim.Ordaki en büyük 
eğlencelerim tam önümüzdeki park,ton ton
muhtar amcamız,her sabah kendi evimin yakınındaki
bakkaldan beni daha iyi tanıyan recep abiden aldığım
gazetenin bulmaca eki ve tabi ki abim.
o parktan gelen seslerin insana
nasıl huzur verdiğini anlatamam.
bi de oranın ayrı bi özelliği vardı ki
muhtar amcayı daha ilk tanıdığım zaman 
yanına gidip ben sevmedim bu parkın rengini
-aslına bakarsanız parkın rengi yoktu,direkler
boyası dökülmüş üstüne üstlük 
paslanmıştı,bu kokuyu sevmezdim hiç-
siz değiştirebiliyo musunuz acaba ? sorumla 
bi hafta sonra parktaki bütün direklerin
boyanması olmuş olabilir.Ben çok sevinmiştim
o gün anlatamam.bi büyük tarafından ciddiye
alınmak önemli bişiydi o zamanlar.
Bi de kuzenim bi kere benimle
halama geldiği günün akşamı
parkta beraber sallanmıştık,
çok eğlenmiştim ben,bi sürü sohbet
etmiştik :) e ozaman küçüktükte biraz 
akşam hava kararınca sokakta kimse yokken sen 
çıkınca kendini farklı bi dünyadaymışsın
gibi hissediyodun.ilerde o dünyanında çok
kalabalık olduğu ve kendine 
nefes almak için başka gezegenler 
aramak zorunda kalacağından habersizsin üstelik.
Ben küçükken diye başladığım cümleleri
severim bu yüzden,beni kovulmamış hissettiriyor.
işte böyle ..ben küçükken diyince aklıma
ilk gelenlerden olduğu için
anlattım halamı.bu kadar.



17 Temmuz 2011 Pazar

bugünün en sıkılanı beeeeeeeeen miyim ? hı ?



vuralıııım bu geceee bu şişeninn dibineeee ! 

e ozaman intihar etmeyeceksek, içelim bari demiş üstad. 

ne biliyim delisi olmasamda öyle bi zaman geliyo ki kusmanın ötesindeki oyere gelene kadar içmek istiyorum.neyse gençler tripte ingilizce 'de uzun ve zorlu yolculuk demek .öyle yani.can sıkmaya gerek yok.

Büyük ev ablukada dinliyorum.Ve onu benden başka kimse dinlemesin istiyorum.Olabilebilir mi ki dersiniz? olur lan niye olmasın 9098. takipçisi olarak feysbukta imkansız gibi görünse de bilmiyorum ; ama inancımı böyle abuk subuk şeyler için heba etmeye de bayılıyorum.sanırım sonuçları hakkında uzun soluklu düşünmediğim için olsa gerek.Ayrıca ne sıkıcı ,bozucu bi kelimedir şu ''uzun''.git git bitmez,anlat anlat bitmez yok yani sonu gibi bişey. Hiç bana göre değil.Hayatımda anlatsam roman filan olmaz zaten ,boktan sıkıcı kısa kısa hikayelerden ibaret olur ancak.Memnunsuzluk kokan bi cümle de olsa aslında ben gayet keyifliyim bu durumdan.benim hayatım sıksam ıkınsam anca 90 dklık filan -daha fazlası zor- bi sinema filmi belki çıkar ama ne biliyim böyle olması daha güzel.her gün yeni bi senaryo yeni insanlar.Durağanlıktan,kendini tekrar etmekten  nefret eden bi yay burcu olarak -aha evet lan unutucaktım nerdeyse yay burcuyum ben uzun zamandır dile getirmemiştim rahatladım - tam bana göre bi hayat tarzı öyle işte.




yaklaşık 3-4 saattir ders çalışıcam lan ben diye oturduğum masanın  başında fizy'de müzik listemi tazeleyip,yeni şarkılar keşfetmeye çalışıyorum ama sanki pek bi yol katedemedim lan gibi bi his var içimde.sanki dünyada dinlenilmesi gerek bütün güzel şarkıları zaten dinliyomuşumda izi sürülcek bi melodi kalmamış gibi .ne tuhaf.Ben bi keresinde daha böyle hissetmiştim,SAKİN 'i dinlemeye başladığım zamandı .Onur 'un sesini duyduktan sonra tabi böyle dinlediğim her şey afedersiniz bok gibi geliyodu.bu da şarkı mı ne filan diyodum.Hala da öyle :D Ama en son olarak Can Bonomo diye bi eleman keşfettik ki şimdilik onunla yetiniyoruz.öyle yani

buda yine kös kös harcanılan -aha durun laaaan bişiy daha var ben bugün bi arkadaşıma sürpriz yapmak üzere- şu aradaki r hep fazlalık gelir bana neyse- bi ses kaydı doldurdum.içindeki şeylerin çoğunluğu hoşuna gitmiycektir o yüzden gönderip göndermemekte kararsızım.Aslında o kaydın içinde söylediğim her şeyi haketti ; ama bi aptallık yapıp sinirlenip kötü şeyler yapmasından korkuyorum ,kendileri azıcık psikopat olurlarda maalesef öyle yani . 

http://www.buyukevablukada.com/dinle.html  girin,gezin ,dinleyin :D 





bir dost : kendi kendine konuşmak gibisi yok mmmm.. :)

16 Temmuz 2011 Cumartesi

herkes ölüme biraz daha yakınken uyuyorken ,sen daha çok yaşıyomuş gibi hissetsende öyle değil aslında ya da öyle bişey

şu an küfür öğrenmeden kullanmadan geçen yıllarıma saydırıyorum.çünkü çok pis küfür edesim var.ama tabi işin adabını bilmeyince komikli bi durumun içine düşebiliyosun aynı zamanda.erkekler şu an itibariyle gözümde çokayrı bi yerdeler lan.çok kıskanıyorum onları oh söyledim kurtuldum.neyse beni bu hale sokan mevzuyu açıyım yoksa henüz yeni patlamakta olup tencerenin tepesine tepesine zıplayıp sonra yine teflona çarpan mısırlar gibi amaçsızca ordan oraya savrulmaya devam ediciğim dostlar.




oldum olası uykuyu çok seven,'' bıraksalar ohoo uyurum kii çok lan ben '' diye cümle kurmusluğu bi sürü olan bi insanım ben.ama gel gelelim ki bi sorunumuz var.her genş insan gibi uyku saatlerim böyle bi garip.daha doğrusunu söylemek gerekirse öyle bi saatim yok lan benim.bu durumda aile içinde gereksiz,saçma sapan ergen aile çatışmaları yaratmaya yetiyor haliyle.hayır babama bişiy diyemiyorum ama şu kadının saçını başını yolasım geliyor bazı zamanlar.-çok tööbbee yareppiiiiiiiiiim amiin- başıma gelip cıyak cıyak 'bu saatte napıyosun internette ,sen beni deli mi etceksin,bütün gün torbaya mı girdi bu saati mi buldun şimdi? , sabah kalkmazsın gece yatmazsın nolcak bu halin'' ,




 - yatsana kızım sabah  kalkamıcaksın bak


-anne sabah niye kalkıyım mazoşist miyim ben ,okul yok bişi yok ama yeter yaa tatilde bile rahat yok


-bak bak bak anneye sesini nasılda yükseltiyo gördün mü 
kalkmıyosun sonra doğru düzgün bizle kahvaltıya  oturmuyosun.bi masayı toplamaktan bile acizsin.


-anne uykudan masayı toplamama ne ara geldin nasıl bişiysin sen yaa


-gelirim tabi , uyumazsan gecenin bi yarısı böyle olur işte




ve tanrı babamı yarattı :


-napıyosun kızım bu saatte internette


-müzik dinliyorum baba


-ne zaman görsem ya müzik dinliyosun ya başka bişey yapıyosun,kızım bağımlı mısın nesin sigara gibi bırakamıyo musun şu interneti git yatsana.


-ne alakası var baba bunun sigarayla ,uyku tutmadı alt tarafı sanki her gün sabahlıyorum gibi konuşmayın yahu


-yok yok kapattırıcaksın sen bana bu interneti 


-yeteeeeeeeeeeeea<wöndfknfzjkçrrrrrrrrr  .




hayır uyuyamamak ne zamandan beri suç oldu ? o değilde resmi gazetede yayınlandı mı onu söyleyin siz bana ? benim babam niyee gidip  adam gibi pasta yapmayı öğrenmiyoda gecenin bi vakti yatağından kalkıp bana nutuk atıyo.hayır sanki gece olunca evin içinde tek kişilik çetemle dünyayı alt üst edip bilgisayarda insanların özel bilgilerine ulaşıp hayatlarını karartıyomuşçasına bi izlenim mi yaratıyorum anlamadım ki ? evdeki tek dert benim uykumun gelmeyişi ve internette dolaşmam olmuş ki lanet olsun !!




kesinlikle şu jenerasyon farkı denen şeyin varlığına inanıyorum.VE   
allahın belası psikologlar istediğiniz kadar orda burda konuşun efenim bu farkı yok edemeyeceğiz biz mağdurlar.''tecavüz kaçınılmazsa,zevk almaya bak'' sözünü ilke edinmemizi beklediklerine eminim.bik bik ötsen ,bi işe yaramaz ,çünkü senin uykun gelmemiş olsa da anneler her zaman haklıdır.Burda zamanını istediğin gibi geçirmek yerine yatağında dört dönüp sıcaktan patlaman onlara göre her zaman daha makbuldur.yok abi ben bu zihniyeti anlamıyorum,anlamıcam da.bi de işin kötü tarafı şimdi uykum gelse de inadına gidip yatasım gelmiyo.göz altlarım morarana kadar bilgisayar başında pineklemek istiyorum.ama protesto da bi yere kadar.akrep 4'ü yelkovan 24'ü gösterirken size veda ediyor.Allah hepimizi uykusu kaçtığı halde çocuklarını uyumaya zorlayan anne babaların gazabından korusun diyorum.amin diyin lan.

Bitkisel hayatta olan ruhunuzu sulayabilen birisi varsa eğer ona tüm köklerinizle sarılabilirsiniz

çok arkadaşım var ; ama bi arkadaşım yok.nasıl oluyo o demeyin yok işte.salak diyilim biliyorum kimse dört dörtlük diyil.öyle olmalarını da bekleyen yok.ama işte şöyle ruh ikizim diyebileceğim biri de yok .

mesela ; 


-bi sabah uyanınca hadi kalksana şapşal diyip beni uyandıran,bugün istanbul'un neresini fethetsek diye istanbul siyasi haritasını odasının baş köşesine asan 

-uff bugün bi şarkı dinledimm bayılıcaksııınn diyip dinler dinlemez bana yollayan 

- hadi kalk sinemaya gidicez dediğimde hangi filme ? diye sormayan

-tam ben onu sıkıldıııııım ! kaçmak lazım ! diye mesaj atıcakken , bugünü dünya portakallar sıkılma günü ilan ediyorum ve bütün portakal kardeşlerimizi taksim meydanındaki dev portakal sıkma makinelerinin eşliğinde yapılan eyleme bekliyorum diyee mesaj atan 

-bugün kırmızı tişörtümü giydimm lacivert aayakkabılarını versene lan olum diyen

-yazın tatile gidip denizde bi sürü şebeklik yapıp yorgun argın gelip evde yemekleri sen mi ben mi kavgası yapacağımız,sonra salata benim ' diye bagırınca sesini çıkarmayan

-çok beğendiğim küpelerini bensiz aldı diye trip atıp konusmıcam senle deyip sonraa küpelerini versene lan takıyım bi gün 
 diyebileceğim biri olmalıı olmalı lan işte çok yalnızım.tamam.sustum.